25 Haziran 2018 Pazartesi

Paylaşmak...

Mert Erdumlu kaleminden...
Genellikle insanlar hep paylaştıklarını iddia eder !!!
Sevgiyi paylaşırlar...
Kardeşliği paylaşırlar...
Parayı paylaşırlar...
Ve hatta utanmasalar, kariyer ve mevkiyi dahi paylaşacaklarını iddia edecekler yakında...
Bakın şimdi gören gözden, görmeyenlere birkaç anımsatma...
Çıkın sokağa... Karşınıza gelen küçük, büyük, yurdum insanı ya da turist, yaşlı ya da genç 1000 kişiden 50 TL isteyin. Çok ihtiyacınız olduğunu ve bu 50 TL olmazsa 3 saat içinde ölebileceğinizi söyleyin... Görün bakın kaç kişi size bu 50 TL'yi verecek...
5000 *** 50.000 ya da 500.000 TL demedim arkadaşlar... Hep paylaştıklarını ve paylaşımın önemini vurgulayan milyonlarca insanımızın rastgele 1000 tanesini 50 TL ile teste tabi tutalım ve gerçeği görelim dedim...
Eğer ki yolunuz sokaklara düşmüşse büyürken, kimsenin size karşılıksız bir şey vermeyeceğini bilirsiniz özellikle de İstanbul'da... Neyse...
Bir diğer konu... Sevdiğiniz dostlarınız, can yoldaşlarınız, kardeşim dediğiniz insanları bir de aşk yaşarlarken izlemek ister misiniz?
Özellikle aşkıyla araları iyi olduğu dönemlerde izleyeceksiniz bu filmi ama... Çünkü normaldir... Sevgililer tartışabilir, arada uzak hissedebilirler kendilerini bir diğerine ve o sırada dostları gelir akıllarına... Bu çok normaldir... Eğer ki İstanbul'da büyüdüyseniz bu filmin on binlercesi hemen her bireye denk gelmiştir...
Hiç gördünüz ya da duydunuz mu, ayy canım kardeşim, şu an daha yeni seviştik müthiş mutluyum ve bunu ilk seninle paylaşmak istedim diye en yakın arkadaşını arayan birini...  Duyamazsınız... Çünkü her yakınlık, yakın olunması gereken yere kadardır... Ve, insanlar BENCİLDİRLER...
Olmadığımızı iddia ederiz ama bir çoğumuz farkında olarak, bir çoğumuz da farkında olmadan bencilizdir aslında... Olması gereken de budur aslında da, bunu inkar eden insanlar biraz komiktirler...
Önce can, sonra canan demiş eskiler... Kim aksini söyler, yalan söyler arkadaşlar...
Can mutlu olmadan, birey kendi mutlu olmadan, çevremi düşünüyorum, diğer insanlar için yaşıyorum vs vs vs bunların hepsi KOCAMAN BİRER YALANDIR... Ve, kendine hayrı olmayan bir bireyin, kendi kendini MUTLU EDEMEYEN bir bireyin ne başkalarına bir hayrı dokunur, ne de başkalarını mutlu edebilir...
Ha, şu olur...
Anlık mutluluklar yaşayabilir, paylaşabilirsiniz dostlarınızla, bu paylaşımlar uzunca yıllar da sürebilir... Ama iddia ediyorum, haftada 4-5 paylaşımdır en fazla... Daha geneli ayda 4-5 paylaşımdır... Daha da sık rastlanılanı yılda 4-5 paylaşımdır... Dönün bakın aynaya, hanginiz beni yalanlayabilecek... Bakın bakın, gözlerinizin ta içine bakın o aynada... Tam olarak böyle mi yoksa... Nasıl da tam olarak rakamlarla belirtebildi bu çocuk değil mi?
Benim demek istediğim sürekli ve sürdürülebilir bir mutluluktur ki, şöyle bakmanızı tavsiye ediyorum bu örneğe biraz ütopik bakalım ki konuyu anlayalım...
Hayatın boyunca hiçbir şey yapmadan yani hiçbir hobine gitmeden, vakit ayırmadan, sadece şununla ömür boyu her saniyemi geçirsem en mutlu insan ben olurum diyebilir misiniz?
Diyemeyiz ve demek deliliktir zaten ki, olması gereken de dememektir... Ama bunu diyemiyorken, ayy canım sen olmazsan ben yaşayamam tarzı yalanlar neden? Yalanlardan kastımız, ufak kandırmacalar neden? Çünkü aslında hepimiz insanız ve hepimiz farkındayız neyin ne olduğunun... Sen farkında değilmişin gibi yaşadığında biz daha mı yemiş olmalıyız, sen daha mutlu ol diye, anlayamadım ki arkadaşım !!!
Mert Erdumlu
23/06/2015

İnce CHP’den çok oy aldı diyenlere...

İnce CHP’den çok oy aldı diyenlere...
İstanbul’un birçok ilçesinde (oy sayısı toplamda 7-8 milyon) ve daha başka yerlerde (İzmir’de de) yapılan bir yazılı olmayan anlaşma gereği birçok CHP’li Cumhurbaşkanlığı’nda İnce’ye, Milletvekilliği seçiminde HDP’ye oy vermiştir.
Anlaşma olmaksızın kişisel insiyatifleri gereği, başkanlıkta İnce’ye ve MV seçimininde de İyi Parti’ye oy veren milyonlar da mevcuttur.
Hal böyle iken, İnce CHP’den yüksek oy aldı demek anlamsızdır, CHP sahip olduğu 30-35 bandındaki oy oranını KORUYAMAMIŞ, üstelik bunlardan 5’er 6’şar puan da, 2 ayrı partiye dağıtmıştır.
Evdeki hesaplar çarşıya uymamış olacak ki, yeni algı peşinde koşmaktalar. Lakin özeti şudur:
- Hdp’yi meclise taktik icabı soktunuz, ancak o meclisten İnce gibi bir vekili kaybettiniz
- Türkiye’de sağ oy oranlarını her daim görmezden geldiniz lakin bugün açık şekilde Akp+Mhp %52 + %7-8 kadar da Akşener’i eklediğimizde Türkiye’de %60 kadar sağ oy oranı var. Sol’un bilinçli kesim olduğunu ve kullanılmayan oyların da sağ’a ait olduğunu düşünürsek bu rakam 70’leri buluyor. Akşener’e CHP’den de destek geldi lakin diğer sağ partilerin oy oranlarını da toplayalım, ona sayalım kabaca %70 rakamının doğru olduğunu göreceğiz.
- Türkiye’de sol oy oranı % 30 dolayındadır. Zaman zaman kazanılan tepki oyları ile birlikte bu oran en çok % 35-40 bandını, total olarak aşamamıştır.
- Tablo bu kadar aşikarken, hala bildikleri doğrultusunda at koşturanlar da iktidar partisinin kuklasından başka bir şey değildir benim nazarımda.
Daha yazarım da, bir anda yüklenme olmasın beyinlere yazık...
Saygılar
Mert Erdumlu

Başkanlık seçimlerinin ardından..

İyisiyle kötüsüyle bir seçimin daha bitmek bilmeyen kurgularına hoşgeldik...

Hala istifa edemeyecek kadar koltuğuna yapışık gezenlere, zafer sarhoşluğu ile dostlarını ezip sayıp sövenlere, sürekli ‘ama’lar türetenlere, bir Ali Koç kadar olamayıp kendi gibi düşünmeyenlere saygılı davranamayanlara, yaptığı binbir türlü şerefsizlik unutulmamışken ortalıkta ahkam kesen sarraflardan, her lafında kendinden olmayanı hor görenlere yani bir o tarafa, bir de bizim tarafa diyeceklerim var...

Değmezsiniz...

Söz konusu vatansa gerisi teferruattır ilkesi ile büyüyen gençleri bile kendi gibi değil diye dışlamaya ötekileştirmeye çalışarak kimlik bulmaya çalışan insancıklar...

Siz hiç değmezsiniz...

İğneyi kendine batıramadan, sürekli giremediği Anadolu’yu ötekileştiren aydın kesim...

Siz hiç hiç değmezsiniz...