31 Aralık 2014 Çarşamba

Ukalalık ile Ego

Ego farklı bir hastalıktır... Ukalalık ego değildir... Ego, bilgi seviyesinin yerlerde süründüğü insanlarda tavan yapar...

Kendilerini aşırı zeki, aşırı güzel ya da yakışıklı bulabilirler yüksek egolu insanlar... Çünkü bilgi mertebelerinin yetersizliği onları bir tepeye çıkaracaktır elbette...

Ukala insanlar, yüksek egolu insanlar ile karıştırılırlar... Ukala insanda genellikle zeka da varsa, bilgisizlikten gelen bir ukalalık olmaz, bilgi seviyesine endeksli bir ukalalık söz konusudur ki, aslında günümüz toplum koşullarında belki de gerekli olan budur...

Kısaca özetlemek istedim...


Mert Erdumlu
31-12-2014 / 16:15




20 Aralık 2014 Cumartesi

Hayaldi... Gerçek oldu...

Türkiye ne hal aldı?

Namuslu ayağına yatan namussuzlar...

Dürüst ayağına yatan düzenbazlar...

Cumhuriyet düşmanları...

Dinin ve inancın sadece kendileri için gerekli olduğunu idrak edemeyen şövenist dinciler...

Kafası karışıklar...

Mutsuzlar...

Ruh hastaları...

Hep bir arada yaşar oldu güzelim ülkemizde...

Malesef... Hayaldi... Gerçek oldu...


Mert Erdumlu 

19 Aralık 2014 Cuma

Galatasaray Hastalığı

Herkes takım tutuyor... Peki hiç ağladınız mı hüngür hüngür tuttuğunuz takımın sevdası için?

Ben çok ağladım...

İlkokul 3. sınıfa gidiyordum Fenerbahçe'nin meşhur 3-0'dan 4-3 çevirdiği maçta... Öğlenciydik ve maç da bizim ders saatlerimize tekabül ediyordu... Öğretmenimiz de radyodan takip ediyordu maçı ve ben 4-3 olduğuna bir türlü inanmadım o an... Yok dedim, olamaz... Eve gittim çıkışta... Özet görüntüleri izledim o sıralar kaç kere denk gelebiliyorsak... Ertesi gün ikna olmuştum... Ama tüm gece hüngür hüngür ağlamıştım...

Selçuk Sarıyer'de oynuyordu... Son dakikalarda 4-5 kişiyi geçip gol atmış ve Sarıyer farkı açmış, kazanmıştı da maçı... Hiç unutmam, kulaklıkla walkmanimin radyosundan takip ediyorum maçı... O an saatlerce çıkmadım odamdan... Yine ağlıyordum...

UEFA'ya giden yolda... Milan maçımız vardır... Son dakikalarda 2 golle 3-2 çevirip de UEFA'ya gitmeye hak kazandığımız, Milan'ın efsane olduğu yıllar... O sırada gözlerimizden sevinç yaşları boşalıyordu... Sabaha kadar aklımıza geldikçe duygularımızdan hep ağlıyorduk...

Arsenal ile final maçımız... Taffarel çıkardıkça hırslanıyor hırslanıyorduk... Çizgiden oradan buradan kaç top çıkardı belki kendi bile bilmiyordur... Arsenal'in dünyaya meydan okuduğu efsane kadrosu önünde penaltılara kalmıştık... Ve penaltıyı kaçırdıklarında o yaşlar saatlerce durmadı... Sevinçle karıştı, duygular tavan yaptı ama biz hüngür hüngür ağladık...

Hani diyorsunuz ya... Hepimiz fanatiğiz... Biz FANATİK değiliz...


Biz doğuştan HASTAYIZ...


Mert Erdumlu 

3 Aralık 2014 Çarşamba

Matematik ve hayat...

Kimileri matematiğin hayatta ne işlerine yaradığnı hala sorguluyor... 

Bilim ve analitik düşünce yeteneği gerçeklerini bir kenara bırakıp ne işe yaradığına bakalım: 

1. İyi insanları çevrenize TOPLAYABİLİR 
2. Gereksiz ve düzeysiz tüm densizleri hayatınızdan ÇIKARABİLİR
3. Her daim yapılan yanlışları kişinin yüzüne ÇARPABİLİR 
4. Ekmeğinizi size el uzatan herkes için BÖLEBİLİRSİNİZ... 

Mert Erdumlu

Hayat Okulu

Hayat okulu, 4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğü testlere benzemez... Bazen öyle bir yanlış yaparsınız ki, tüm doğruları götürür... Bir yanlış öyle bir yanlış olabilir ki, hayatınız sona da erebilir...
O yüzden hayat okulunu iyi bilenlere iyi davranın... Onlar her daim tedbiri çok daha iyi biliyorlardır...
Saygılar


Mert Erdumlu

2 Aralık 2014 Salı

Neden? Çünkü...

Uzunca bir ara sonra kalemi alalım elimize...

Neydi bizden çalınan ya da çalındığını zannettiğimiz onca şeyin altında yatan ana sebep?

Neden önlemeye ve engellemeye çalışıyorlardı ısrarla ve kat'i tavırlar içerisinde?

Neden?

Çünkü...

Aslında bunu yazıp bırakmayı sevdim hep...

Verilecek cevaba değer bulmadım bir çoğunuzu, itiraf etmeliyim. Bu hakaret ya da aşağılamak değil... Tepeden bakmak da değil... Bu hepinizin sıradanlığına bir isyan haykırışı... Neden? Çünkü... Biter benim için... Net...


Ama bu kez izaha gayret dönemlerimdeyim...

Çünkü...

Çünkü, YARATICI olan herkesten nefret etti bu toplum.

Yeni bir fikir, yeni bir girişim her daim kösteklenmeye çalışıldı... Herkesin harcı olmasa da YARATICI FİKİR sahibi olabilmek, olabilenleri farkettiklerinde alaşağı etmeyi denediler... Başardılar da çoğu kez... Kimi zaman mevkinin gücü, kimi zaman makamın getirdikleri YARATICI bireylerin önünde aşılmaz barikatlar kurdu... Ya da aşılmaz zannedilen barikatlar...

Hayat bir döngü... İster Allah diyin, ister kader, ister doğa diyin, ister karma... Bu dünyada garip bir adalet sistemi var... İsmine  kabaca etme bulma dünyası diyoruz...


Şimdi, hepiniz... Evet, hepiniz... Önüne barikat kurduğunuz tüm YARATICI bireyler adına başınıza gelecekleri izleyin...





Mert Erdumlu
03.12.2014