29 Temmuz 2014 Salı

Kültür ve Okumak

Kültür bir çok konuda çözümdür, doğanın ana kuralı olan 'güçlü olan kazanır' ilkesine karşı dahi direnebileceğiniz temel dayanaktır kültür... Çünkü sizi olduğunuzdan güçlü kılar... Farkındalıklarınız artar ve o farkındalıkların doğru kullanımı ile bir çok konunun üstesinden gelirsiniz. Tek çare okumak değil elbet ama okumadan yapılan diğer uygulamalar olumsuz sonuç verecektir... Gezin, görün, yaşayın, tecrübe edin hepsi mühim konular ama bunları okuma zemininin üzerine çıkan insanlar bilirler ki, okuyan insan için her yaşanmışlığın hikayesi çok daha lezzetli olmaktadır...


Mert Erdumlu

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Türkiye'de üniversiteler ve bölümlerin popülist tercihlere kurban gidişleri...

Türkiye'de bölümler popülist kültüre kurban gidiyor...
Uçak Mühendisliği'nden yatay geçiş yapmak için Makina Mühendisliği'ne insanlar çaba gösterirlerdi, şimdi Uçak Mühendisliği'ne girmek için popülist bir fazla çaba gerekiyor...
Tıp her daim ayrı bir hikaye... Biz üniversite sınavına girerken, benim son tercihim Cerrahpaşa Tıp idi, yani sınav çok kötü geçerse oraya giriyorken, şimdilerde durum tersine...
Ama, bir de mühendislik ilminin halk tarafından algılanamaması sorunu var sanırım...
Örneğin, bir çok üniversitenin tıp fakültelerini, her üniversitenin eczacılık, diş doktorluğu gibi bölümlerini geride bırakan iyi okulların mühendislik bölümleri aynı zamanda yine hemen her üniversitenin mimarlık bölümünü de geride bırakıyorken, halk tarafından bu durumu kanıksayamama durumu var...
Bir başka konu da, mühendislik mezuniyeti müteakip verilen bir ünvandır. Resmi bir mesleki ünvan sahibi oluyorsunuz ve bunun için kaç sene ne iş yaptığınızın bir önemi olmuyor... Çok anlıyormuşçasına mühendislik yapmıyorsun ama değil mi diye soranlara da değinmek istiyorum, mühendislik yapmanın ne olduğunu idrak edebilecek beyne vakıf olsaydınız mühendis olurdunuz... Acı ama gerçek böyle...
Tercih döneminden önce, şunu da belirtmek isterim... İlla mühendis olacağım diye farazi bir üniversitede mühendislik eğitimi görmenin bir getirisi yoktur. Türkiye'de mühendis ODTÜ ve İTÜ'den çıkar... Gerisi kalifiye ara eleman yetiştirir... Okur ve aydın olurlar mı? Bittabi. Ama okuyup aydın mı olmak istiyorsunuz, yoksa mühendis mi? Buna karar verecek olursanız yolunuz Türkiye'de 2 adrese çıkar.
Bir diğer husus ise, % 1'e girenlere verilen burslar... Yani, vakıf üniversiteleri reklam malzemesi olarak sizleri tarihten silmek adına bir miktar meblağı gözden çıkarıyor... Siz de, ben ileride salt gezip tozup, hayattan keyif alarak yaşayan insanlar arasında 4 sene geçirip sonrasında ben ne yaptım demek istiyorsanız bu burslardan faydalanın... Ama düşünen, idrak edebilen, muhakeme yeteneği güçlü mühendis olarak yetişmek için adres ODTÜ ve İTÜ, iyi lisan bilen başarılı ve dünya görüşü yüksek İşletmeci, Ekonomist, Psikolog, Sosyolog olmak istiyorum diyorsanız adres Boğaziçi...
Tıp diyorsanız Hacettepe...
Sözel bölümlere göre üniversiteleri çok değerlendirme taraftarı değilim. Zira nereden, ne kadar ezberi kuvvetli öğrenciler çıkar, o kısmını bilemem...
Ben biraz takılayim, sonra yoluma bakarım diyorsanız da, önünüze çıkan ilk üniversiteye girmeniz ile 'size göre' bir üst tercihinize girmeniz arasında bir fark olmayacaktır...
İlk 2000 ve %1'lik dilimle üniversiteye girdiğimizde orta öğretimim çok düşük olmasaydı derece yapar mıydım diye sormuştum kendi kendime... Yapmış olsam da, asırlardır çağdaş ve Şehr-i İstanbul'umuzun simgesi İTÜ'nün en etkin mühendislik eğitimi veren Makina Fakültesi'ni tercih ederdim.
Zaten eskilerde de durum böyleymiş... Her üniversite ve her fakülte kendi sınavını özel olarak yaptıkları dönemlerde, sorun soruşturun, en zor giriş sınavı İTÜ Makina Fakültesi'ninkiymiş...
Sizlere ilginç gelebilir de, bizler sebebini bilenler olarak, kesinlikle tavsiye ederiz...
Saygılar
Mert Erdumlu

Ekmeleddin...

1 numaralı Cumhuriyet ve Atatürk karşıtları listesinde gösterilen Ekmeleddin'e bel bağladığını, salt Tayyip'ten haz etmiyor diye Ekmeleddin'i desteklediğini düşünen tüm herkesi ayakta alkışlıyorum -- içimden geçenlerin en ironik dışa vurumu bu olabilir...


Ekmeleddin isimli şahsa muhtaç olmaktan bahseden insanlar sizlere sesleniyorum:

* O kadar mı aciz ve zavallısınız? Oysa Atatürk, 'Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur' demişti... Muhtaç olduğunuzda Ekmeleddin diye sonradan çıkma ve çakma bir adaya sığının sonucuna varmanız ilginç.

* Düşmanımın düşmanı dostumdur diyen APTALDIR. Bu nettir.

* Derin Tarih Dergisi'nin yayın danışmanlığını yürüten Ekmeleddin Bey bakın bu dergi aracılığıyla ne gibi tarihi bilgilere değinmiş ve yayınlamıştır:

 - Vahdettin bir vatan haini değil, kahramandır. Atatürk'e Samsun'a çıkma emrini Vahdettin vermiştir.
 - Harf İnkılabı ile 1 gecede cahil kaldık.
 - Atatürk, halifeliği İngilizler'e hediye etmiştir.
 - Lozan'a göre Sevr çok daha iyi bir antlaşmadır. Sevr'in kabulü daha akıllıcaydı. Lozan'da gizli maddeler ile İngilizler'e vatan peşkeş çekildi.
 - Atatürk İngilizler tarafından seçilmiş ve desteklenmiş biriydi.


gibi sayısız, asılsız astarsız hurafeye imza atan bu derginin yayın kurulu danışma heyetinde yer alan Ekmeleddin Bey'e sığındığını sanan kimse Atatürk'ü algıladığını ya da anlayabildiğini düşünmesin. Ha, ne düşünürlerse düşünsünler.


AMA, SAKIN VE KAT'İ SURETLE, EKMELEDDİN BEY'İN NE OLDUĞUNU BİLEN VE BU KONUYA KESİNLİKLE TEPKİLİ BAKAN BİREYLERİN ATATÜRK SEVGİLERİNİ TAHLİLE YELTENMESİNLER.


AĞZIMA ALACAKLARIMI YAZMAYA BENİM ELİM, OKUMAYA SİZİN GÖZÜNÜZ VARMAZ, DEMEDİ DEMEYİN.



Mert Erdumlu
13.07.2014