21 Nisan 2015 Salı

Hayatı raks ettirmeli insan...

Orkestranın başına geçmiş gibi hissettiğin anlar olur hayatında ve sen herkese ve her şeye inat yükselmektesindir bulutlara doğru...

Ne uçtuğunu anlayabilecek o gözler, ne de bir dala konduğunu... Tıpkı kuşların neden uçtuklarını anlayamamalarındaki o gizemsi durumun bir yansıması gibi olacak sana bakışları ama sen sadece canın öyle istediği için, bulutlara doğru raks edeceksin ve raks ettireceksin de hayatı...

Buna değer...


Mert Erdumlu
22.04.2015

13 Nisan 2015 Pazartesi

Belki vatenseverlik değişmiştir, belki bizim haberimiz yoktur...

Herkes vatansever ama ülke kan ağlıyor...

Daha küçükken anlamıştım insanların sevmeyi beceremediklerini... Ya da sevme şeklini yanlış saptadıklarını... Hal böyle olunca da, bu kadar seven ile ortadaki tablonun bu olması normal...

3-5 çakal bir araya gelince delikanlılık nidaları, rakı sofralarında ülkeyi kurtarma sohbetleri, sadece konuşup konuşup ertesi gün bile değil bazen 1 saat sonra dahi günlük hayatın telaşına kapılmalar ve daha nice şey var beni soğutan ve de sorgulatan...

(Ve ne yazık ki, yaşamayı ve içinde bulunmaktan çok haz aldığım çok sevdiğim
Şehr-i İstanbul'a olan sevdamızın içinde bu sevdaya sebebiyet verebilecek bir insan yoktur. Şehr-i İstanbul önemlidir, mühimdir, sevilesidir ama belki de içindekiler bir yana, o bir yana denilesi koca şehir, Çanakkale Savaşı'nda da düşman ordularının hedef noktası değil miydi? Gözlerden ırak tutulmak için Şehr-i İstanbul, başkent yapılmamış mıydı Ankara? Ve nedendir ki şimdi gözlerden ırak tutulacak kadar çok sevilen, sevilesi şehir insanların çoğuna da olumsuz gösterilmektedir bir düşünün derim ben... Yazımın arasına bunu da not düşmek istedim, belki yersiz, belki yersizliğine hesap vereceğim hiçbir kaygım olmayışından...)

Bu kadar vatanseverin olduğu topraklarda, vatanın her parçasını, her yöresini ve her bireyini bir diğerinden ayrı tutmak suretiyle, sevgiden bahsetmek de nereden baksanız 'çok ahmakça'dır...


Mert Erdumlu
13.04.2015